HATÎB MEHMED EFENDİ İLE GEÇMİŞTEN GELECEĞE SAN'AT KÖPRÜSÜ
Toplumları birbirinden ayıran özelliklerin başında gelenekleri gelmektedir. Kültürler içinde var olan ve geçmişten devir alınarak yaşanılan döneme uyarlanan ve sonraki kuşaklara aktarılarak sürdürülen derin alışkanlıklar olarak tanımlayabileceğimiz gelenekler toplumların hafızalarıdır.
UNESCO tarafından 2014 yılı Kasım ayında alınan kararla Ebrû San'atı dünya kültürel miras listesinde yerini almıştır. Bu gelişme ile Ebrû san'atı Türk kültürünün dünya kültür mirasına kazandırdığı bir zenginlik olarak tescil ve ilan edilmiştir. Kısaca bir tür kâğıt süsleme san'atı olarak tanımlanan Ebrû, suyun kitre veya benzeri maddelerle yoğunluğunun arttırılıp üzerine fırça yardımıyla boya serpildikten sonra, oluşan kompozisyonun kâğıt üzerine aktarılması yöntemiyle yapılan san'ata verilen addır.
Asırlardır Türkler tarafından icra edilen Ebrû san'atı, Türk san'at ve estetik anlayışını ifade eden geleneksel san'atlarımızdan birisi olarak insanlığa armağan edilmiş bir kültürel değer olarak kayıt edilmiştir. Kelime anlamı olarak, Türk Dil Kurumu Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü’nde; Ebrû, “(Süsleme) Kitre ve kola gibi yapıştırıcılarla yoğunlaştırılmış su üzerine, neftyağı ile sulandırılmış yağlıboya damlatılarak yapılan ve kâğıda geçirilen süs” ve ”bezemecilerin, türlü renk ve desende yaptıkları bir tür su kâğıdı” (http://tdk.gov.tr/) olarak tanımlanmaktadır.
Yakın tarihimiz dışında ismi belirlenebilen ve elimize ebrûları ulaşan, bu san'atın mihenk taşları diye vasfedebileceğimiz ebrûculardan ilki Hatîb Mehmed Efendi'dir. (Özçimi, M. S. (2010). Ebru. İstanbul: Biksad Yayınları.)
Hatib Mehmed Efendi'den sonra ise ebrû san'atını icrâ eden san'atkârlarlarımızdan bazıları;
Günümüzde ise ebrû san'atını icrâ eden san'atkârlarlarımızdan bazıları;
ve onların icâzetli talebeleridir.
Günümüzde sıklıkla icra edilen ebrû çeşitleri ise şunlardır:
Hatîb Mehmed Efendi günümüzde dahi kendi adıyla anılacak bir ebrû motifi olan “Hatîb Ebrûsu”nun mucidi olarak kabul edilmiştir. (Gülgen, H. (2016). Türk Ebru Tarihi'nde Ustalar ve Üslup Değişimi. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 153-183.)
HATÎB MEHMED EFENDİ
(- 1773)
Türk ebrû san'atının önde gelen isimlerinden.
İstanbul’da doğdu. Muhtemelen 1159 (1746) yılında Ayasofya Camii hatîpliğine tayin edildi. “Ayasofya hatîbi” veya “Hatîb” lakabıyla anılır.
Ebrû sanatını kimden öğrendiği belirlenemeyen Mehmed Efendi’nin yetiştirdiği herhangi bir talebesi de bilinmemektedir. Onun ebrûları, kendisinden önceki ebrûlara kıyasla renkleri ve boya serpmesindeki olağan üstü mükemmeliyetiyle dikkat çeker; bu tavrıyla eserlerinde hüviyetini hemen belli eder. İlk defa şahsen başlattığı ve iç içe damlatılmış birkaç cazip renkten tek at kuyruğu kılıyla kitreli su üstünde vücuda getirdiği yürek, çarkıfelek, deniz yıldızı gibi şekilleri sebebiyle bu tarz ebrularına “hatîb ebrûsu” adı verilmiş, sonraki yıllarda da kimin tarafından yapılırsa yapılsın bu ebrû türü “hatîb” ismiyle anılmıştır.


Bir el yazmasının iç kapağında Hatîb Mehmed Efendi’nin eseri olan deniz yıldızı şeklindeki hatîb ebrûsu (Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 31)
Hatîb Mehmed Efendi, ikâmet ettiği Sirkeci Hocapaşa semtindeki evinde çıkan bir yangında kurtarmak istediği eserleriyle beraber yanarak hayatını kaybetti. Uzun yıllarını geçirdiği Ayasofya’da kılındıktan sonra Anadolu yakasına geçirilip Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilmiştir. Mehmed Efendi’den 150 yıl sonra aynı san'atı devam ettirenlerden Necmeddin Okyay onun eserlerini dikkatle inceleyerek aynı üslûpta mükemmel ebru kâğıtları imal etmiştir.
https://islamansiklopedisi.org.tr/hatib-mehmed-efendi' den alıntı yapılmıştır.
Gerçekleştirdiğimiz çalışmanın videosuna aşağıdaki bağlantı ile ulaşabilirsiniz.